Maalesef yapılan araştırmalar günümüzde her beş çocuktan birinin tıpta içselleştirici bozukluklar olarak tanımlanan başta depresyon olmak üzere anksiyete bozuklukları ile karşı karşıya olduğunu gösteriyor. Sekiz yaşından küçük çocukların içerisinde bulundukları duygu ve ruh hallerini ifade edemiyor olmaları bu sorunların tespit edilmesini oldukça zorlaştırıyor.
YAPAY ZEKA ÇOCUKLARIN DEPRESYONDA OLDUĞUNU ANLAYABİLİYOR!
Çocuklarda bu ruhsal bozuklukların tespit edilememesi halinde ilerleyen yıllarda ihtihara meyillenme ve uyuşturucu kullanımına başlamak gibi oldukça kötü senaryolar ile karşı karşıya kalınabiliyor. Ancak, sekiz yaşından önce bu hastalıkların tespit edilmesi, beyin gelişimi o evrede tamamlanmadığı için ilerleyen yaşlara kıyasla çok daha kolay oluyor.
Hayatımızın her alanında olduğu gibi sağlıkta da büyük yeniliklerin öncüsü olan yapay zekadan faydalanılarak Vermont Üniversitesi araştırmacıları tarafından bir algoritma geliştirildi. Geliştirilen bu algoritma sayesinde çocukların yaşamış olduğu içselleştirici bozukluklar şu anda yüzde 80 doğruluk oranıyla tespit edilebiliyor. Bunun için gerekli olan süre ise yaklaşık 90 dakika civarında.
Uzman psikologlar tarafından çocuklar ile yaklaşık 60 – 90 dakika arasında bir diyalog gerçekleştiriliyor. Bilim insanları bu sürenin kısaltılamsı için yapay zekanın gücünden faydalanıyorlar, bilgisayarda yapılan bu test kapsamında çocuklardan üç dakika boyunca bir hikaye anlatmaları isteniyor. Çocukların anlattığı bu üç dakikalık konuşmayı inceleyen yapay zeka, yüzde 80 doğruluk oranıyla çocuklarda içselleştirici bozukluk olup olmadığını teşhis edebiliyor. Alçak, titrek ve değişken ses seviyeleri çocukların depresyonda olduğunun anlaşılmasına büyük rol oynuyor.